Lise aşkları...Kalp ağrısı okul çıkışlarında nasılda artar.Ertesi güne kadar onu görmemek en büyük sıkıntıdır göğüste.Ama defterler ve kalem kutusu içinde gizlenmiştir.Zaten hiç çıkmaz aklından gözleri.Nereye baksan o vardır.onun sesi*onun gülüşü*onun saçları...Matematik ve kimya formülleri boşuna bir var olma çabası verirler.Ne ertesi günkü fizik sınavı ne de coğrafyacının sözlüye kaldırma ihtimali yok edebilir o lise aşkının mide ağırtan özlemini.Hele birde mezuniyet töreni varsa o yıl...Gelecek ve sınav kaygısına birde ayrılık acısı ekleniyorsa...Bir de üstüne üstlük gizli bir sevdaysa...Yani konuşulmamışsa*sadece bakıyorsa o iki çift göz birbirine dahada amansızdır beklemek artık.Aslında mezuniyet törenleri bir dönüm noktasıdır.En iyi arkadaşlarından ayrılmak*çok kızılan hatta nefret edildiği sanılan öğretmenlerin bile özleneceğini fark etmek.Büyümenin bittiğini*yaş almanın başladığını anlamak.O gece en güzel*en yakışıklı olmak gerekir.Çünkü o gece bir tek gecedir artık*yaşam devam ettiği sürece*Lise Aşkının dans ederken elini nasıl tuttuğunu*saça iliştirilmiş o gülün nasıl da kırmızı olduğunu*hep birlikte söylenen şarkıların ve omuz omuza sarılmış bu topluluğun*artık sadece bir fotoğrafta bir arada kalacağını*yıllar sonra bir albümün arasında görünce anımsayacaktır ergin kişi.Her Mayıs ayında biraz daha uzak bir anı yada duyulduğunda gülümseten bir şarkı.Biliyormusunuz*hiç bir şeye benzemez tüm telaşlar içindeki o dupduru LİSE AŞKI!